Hem üretici hem de tüketici olarak herkes gibi benimde “ne yiyorum?” sorusu aklımı kurcalıyor. Bu hafta birkaç araştırma ile bu konuya bakalım istiyorum. Ege İhracatçılar Birliği’nden gelen Ziraat Yüksek Mühendisi..
Hem üretici hem de tüketici olarak herkes gibi benimde “ne yiyorum?” sorusu aklımı kurcalıyor. Bu hafta birkaç araştırma ile bu konuya bakalım istiyorum.
Ege İhracatçılar Birliği’nden gelen Ziraat Yüksek Mühendisi arkadaşımızın üzerine basa basa AB’nin 25 aktif madde sınırlaması ve elbette 5’i geçmeyen ilaçlama önerisi içinde kullanılmaması gereken 60 aktif içerik ile pestisit toleransın giderek azalası… ardında yatan en önemli unsur şu ki; gıda güvenliği/güvenilirliği başta olmak üzere, çevre kirliliği, biyoçeşitlilik, toprak ve tatlı su zehirlenmesi… ve benzeri durumlara bağlı insan sağlığının olumsuz etkileri.
Orta Doğu Tıp Dergisi’nde (2020; 12(2): 142-150) Derya Adıbelli’nin “Lenfoma etiyolojisinde pestisitlerin rolü: Sistematik derleme” adıyla yayınlanan makalesinde;
“Pestisitler, artan dünya nüfusunun ihtiyaçlarını karşılamak için gıda kaynaklarında verim kaybını önlemek amacıyla yaygın olarak kullanılmaktadır ve bu ürünlerin insan sağlığı üzerinde ciddi olumsuz etkileri bulunmaktadır. Pestisitlerin doğada kalma süreleri 3-17 yıl arasında değişebilmektedir. Sindirim, solunum veya deri yoluyla vücuda giren pestisitler, kan dolaşımı yoluyla serum lipoproteinlerine bağlanarak akyuvar ve alyuvar zarını kolaylıkla geçebilir ve karaciğer, beyin gibi vücudun farklı doku ve organlarında, adrenal bezler, kas dokusu ve özellikle yağ dokusunda birikerek sağlığa zarar verebilir.”
İfadesini Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı çalışma grubunun organofosfat ve karbamat grubu pestisitleri kanserojen ve yüksek düzeyde organoklorlu bileşen olan Dichloro Diphenyl Trichloroethane (DDT)’nin NHL ( Non-Hodgkin Lenfoma) riskini artırdığını belirlediğini aktarıyor. Örneğin; bir insektisit piretroid olan Permetrin sıklıkla bit, pire, uyuz, kene, eklem bacaklı ve akarlarla mücadele için kullanılmakta olup ABD’de EPA (çevre koruma ajansı) tarafından kanser riskli olarak sınıflandırılmıştır. Fungusit ( mantar ilacı) olan captafol ve herbisit ( yabancı ot ilacı) olan parakuat kanserojen hatta lenfoma riskli sayılmaktadır.
Bir başka araştırma makalesi olan Hemşirelik Bilimi Dergisinde ( 5(1) 01-06) yayınlanan ve Seyfi Durmaz, Aliye Mandıracıoğlu, Safiye Özvurmaz, Dilek Hassoy tarafından yazılan “Tarım Sektöründe Çalışanların Tarım İlaçları ve Sağlık Riskleri Konusunda Bilgilerinin Belirlenmesi”nde;
“Tarım işçilerinin pestisitlere maruz kalması, çoğu gelişmekte olan ülkelerde meydana gelen yüzlerce ölümle sonuçlanan kanser ve doğum kusurları gibi olumsuz sağlık etkileriyle ilişkilendirilmiştir (Jallow, Awadh, Albaho, Devi ve Thomas, 2017).”
Ciddi bir probleme temas etmektedir. İlk risk grubu bizzat uygulayıcı olan çiftçidir yani üreticinin sadece gıdayı değil kendisini de maruz bıraktığı pestisitler sonucu sağlığını bozmakta olduğunu gözler önüne sermektedir. Söz konusu makale Temmuz 2020-Kasım 2020 tarihleri arasında Aydın İli kırsalındaki 291 tarım işçisinin katılımı ve 14 soruluk bir form ile yapılmıştır. Cinsiyet, yaş, eğitim, ilaçlama bilgi düzeyi…gibi konularda da sonuca varılmıştır. Tarım sektöründe 2020 yılı verilerine dayanılmış çalışmada Türkiye’de kullanılan 60 bin ton olan pestisit kullanımın yalnız 3 bin tonunun Aydın ilinde gerçekleştiği ve 34 bin kişinin tarım sektöründe olduğu veriler arasındadır. Yine makalede;
“Aydın kırsal alanda yapılan bu çalışmada katılımcıların önemli çoğunluğunun tarım ilacını kendilerinin uyguladıkları anlaşılmıştır. Çalışmamızda katılımcıların neredeyse 1/5’i pestisit kullanımı sırasında kişisel koruyucu donanım kullanmadığını beyan etmiştir. Maske, gözlük, eldiven kullanımlarının pestisitlere maruziyete engel olduğu bilinmektedir (DSÖ, 1990).”
Bir üretici olarak yukarıda yer alan söyleme katılmakla birlikte zirai ilaç bayilerine kadar kontrolü sağlanabilen pestisitlerin uygulamadaki kontrolsüzlüğü sonucu oluşan gıda güvenilirliğinin tartışmalı olmasına da hak veriyorum. Peki, “çözümü nedir?” demeden önce yapılan bir başka risk grubu ileilgili araştırmaya bakalım istiyorum. Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi (2017;42(2):254-263)’nde “Türkiye’de pestisit uygulayıcıları kendilerini koruyabiliyorlar mı?” adlı ve Derya Çamur, Songül Acar Vaizoğlu, Çağatay Güler tarafından yapılan araştırma makalesinde 81 il belediyesinden 63’ünde tamamı erkek olan ve pestisit uygulaması yapan 1344 çalışana gözlem altında anket uygulanmış ve;
“Katılımcıların %44.3’ü pestisit uygulamasını doğru yapmaktadır. Doğru uygulama yapmaya olumsuz etkili faktör bu işte 1 yıldan daha fazla çalışma; olumlu yönde etkili olanlar ise hiç sigara içmeme, günde 6 saat ve daha az çalışma ile eğitim almış olmadır. Katılımcıların %25.3’ünde pestisitlerle ilişkili olabilecek en az bir sağlık yakınması bulunmaktadır. En az bir sağlık yakınması varlığına etki eden faktörler toplam çalışma süresi 5 yıldan uzun olma, alkol kullanma, günde 6 saatten fazla çalışma, kişisel koruyucu malzemeleri tam kullanmama ile doğru pestisit uygulaması yapmamadır.”
En ilgi çekici kısım ise yukarıdaki sonuçla ilişkili olarak;
“Pestisit uygulaması sırasında yeme, içme veya sigara içme gibi davranışlar vücuda giren pestisit miktarını artırabilir. Bu çalışmada uygulama sırasında sigara içme insidansı %5,6, uygulama sırasında yemek yeme insidansı %7,3’tür. Türkiye, uygulama sırasında sigara içme % 18-32 ve uygulama sırasında yeme içme % 36-73 bildirmiştir.”
İfadesidir. İlaç karışımını hazırlamadan uygulamaya kadar sigara tüketimi veya bir yerden diğerine geçiş esnasında yeme-içme işlemini sürdürdüğümüz gün kadar aşikardır.
Çiftçilere koruyucu gözlük, tulum, maske, eldiven ve maske dağıtılması yani iş kıyafeti alışkanlığı kazandırma, pestisit kullanımı eğitimi, pestisit içerikleri hakkında geniş bilgi edinmesinin sağlanması, uygun ekipman kullanımı ve temizlenmesi eğitimi, pestisit artık ürünlerinin belli merkezlerde toplanması ve elbette buna bağlantılı olarak her kullandığı ve yaptığı işlemi kayıt altına alma becerisinin geliştirilmesi ile çözülebilecektir.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)