“Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!” Necip Fazıl Kısakürek Köyler mahalle oldu, şimdi de istila ediliyor.. Neler oluyor farkında mısınız? Köyler kaderine terk edilmiş durumda, kente göç durmaksızın..
“Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!”
Necip Fazıl Kısakürek
Köyler mahalle oldu, şimdi de istila ediliyor.. Neler oluyor farkında mısınız?
Köyler kaderine terk edilmiş durumda, kente göç durmaksızın devam ediyor.. Köylerde kalan çok tuhaf bir kitle de birbirinin kuyusunu kazıyor..hizmet almamak için adeta yarışıyorlar!
On yılı aşkın süredir içimizdeki/aramızdaki Filistin’li ya da Afrika’lılar aslında bizden biri/birileri olarak nitelendirebileceğimiz kişi /kişiler yerli halkın elindeki arazileri ucuza alıp bekletti ya da fahiş fiyatlarla yabancılara(!) sattı!
Kim bu yabancılar?
Arap Emirlikleri başta olmak üzere, göçmenler. Ülke içinde farklı kentlerde yaşayan sözde yatırımcılara tapu üzerinden, internetten… satılan arazilere, şimdilerde evleri de ekliyorlar.. Ve tüm bunların akabinde ciddi bir sorun ortaya çıkıyor;
“GÜVENLİK!”
Bunu geçtiğimiz hafta tecrübe ile sabitledim..Hadi zamanı geri saralım. Yıl 2006, o dönem çalıştığım danışmanlık hizmeti veren şirket Denizli ili emniyet şube müdürlüğü yapan bir grubu AB eğitim programları çerçevesinde İngiltere’ye gönderme hazırlığı için İngilizce dersleri veriyordu. Dönemin Personel Şube Müdürü M. M. Arslan (daha önce yazmıştım takip eden okuyucularım hatırlar) aralarda ki sohbetlerimizde,
“AB uyum çerçevesinde Jandarma Emniyete devredecek… Köylerin güvenlik sorunu için karakol kuracaklar..hazırlıkları tamam!” demişti.
İnsan bu sözleri tasvir edemiyor zira 442 sayılı Köy Kanun’u( 6360 sayılı değişiklik ile) 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunca yok sayılarak köyleri lav edilip mahalle statüsü aklının ucundan bile geçmez. Uygulama yılı 2014, yani 8 yıl sonra..
Emniyetin jandarma ile koordineli çalışması esası 2016.. Yani kırsala inmesinin önünde hiçbir engel yok. Şartlar yeterli olduğu taktirde merkez köy misali belli başlı mahallelerde artan güvenlik sorununa müdahale için karakollar kurulması bir kaç yıla kalmaz gerçekleşir.
Hayvancılık yapan küçük aile işletmelerinin pek çoğunda ucuz işçilik sağlayan (kaçak) göçmenler var.. Elma bahçelerinden, bağlara kadar hasat dönemi gündelikçiler yine göçmenler! Mayın tarlalarının temizlediği günü hatırlıyorum da “hiç hayra değil” diyenlere hak veriyorum.
Hadi gelin bu hafta konuya uygun AHBV Akdeniz Havzası ve Afrika Medeniyetleri Dergisi(,- 1(1),sy: 11-22.) ‘nde Afrika’da Misyonerlik Çalışmaları ve Sömürgecilik, araştırma makalesini kaleme alan Prof. Dr. Erdal AKSOY(Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü)’ Hocadan alıntı yaparak savaşla kazanılan topraklarımızı nasıl kaybeden olduğumuza göz atalım..
“… Şarkiyatçılık, Şark’la –Şark hakkında saptamalar yaparak, ona ilişkin görüşleri
meşrulaştırarak, onu betimleyerek, öğreterek, oraya yerleşerek, onu yöneterek uğraşan ortak kurum olarak, kısacası Şark’a egemen olmakta, Şark’ı yeniden yapılandırmakta, Şark üzerinde yetke kurmakta kullanılan bir Batı biçemi olarak incelenebilir, çözümlenebilir. “
Batı misyonerleri aracılığıyla girilen her bölge halkı hakkında etrafı bilgiye sahip olmuştur. Araştırma makalesinde de değinildiği üzere hayvan sayısı dahil yediği içtiğini ve kültürünü, kişilerin zaaflarını, inançlarının eksik yanlarını… ticari faaliyetlerini tek tek öğrenmiştir. Ve sözde “medeniyet getirmek” adına bunları kullanarak sömürülmesini sağlamıştır.
Zeytin’liklerin dahi tarım arazileri ve ormanlardan sonra maden arama sahası içine alınması, Kanada merkezli taşeron yerli ve yabancı ortaklı şirketlerin ihalelerde arzı endam etmesi.. Nedir dersiniz?
Misyonerlik!
Peki nedir misyonerlik? Söz konusu makaleden alıntılayalım isteyim;
“Misyon kelimesi sözlükte görev,
yetki, vekâlet; bir kimseye bir işi yapması için verilen özel vazife anlamına gelir. Dolayısıyla misyoner yetkili görevli kimse,…Bu görev ve yetki diplomatik olabildiği gibi dini de olabilmektedir.”
Sözün özü ile kırsalda içimizde/aramızda ki o bizden gibi görünen lakin bizden asla olmayanlar karşısında güvenlik önlemleri almak şarttır..
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)